Tüm zamanların en önemli kalemlerinden birini, Ursula K. Le Guin ‘i geçtiğimiz haftalarda yitirdik. Tüm hayatını üretmeye adayan, üstelik eserlerindeki alt metinleri ve yarattığı dünyalar itibariyle hayal gücümüze böylesi çiçekler açtıran, ilham veren ve vermeye devam edecek olan bir yazar için “yitirmek” sözcüğü pek de gerçekçi değil tabii…
Bilmeyenler için altını çizelim: Ursula K. Le Guin aynı zamanda çok uzun zamandır farklı mecralarda Yaratıcı Yazım atölyeleri veriyor, özellikle kurgu yolunda kalem oynatmak isteyen yazarlarla deneyimlerini paylaşıyordu. Hatta hep kitap’ın Yaratıcı Yazarlık üzerine kitaplarından oluşan Atölye serisi kapsamında Le Guin’in bu yöndeki eserlerinden biri olan “Dümeni Yaratıcılığa Kırmak” da geçtiğimiz süreçte Türkçe olarak yayımlanmış ve biz de BURADA detaylı bir incelemeye tabii tutmuştuk.
Hal böyleyken büyük yazarı uğurlamak için yazarın, yazmak üzerine farklı kaynaklarda verdiği birkaç ipucunu toparlamak istedik.
Teşekkürler Ursula K. Le Guin!
Yeni Başlayanlar İçin: “Anlatma, Göster”
UrsulaKLeGuin.com ‘dan:
” ‘Anlatma Göster’ sözüne teşekkürler, atölyelerimde teşhirci anlatımın kötü olduğunu düşünen yazarlarla karşılaşıyorum. Keşfettikleri dünyayı anlatmaya korkuyorlar. ‘Yürek burkan olaylar‘la doldurulmamış bir cümle yazma korkusu kurgu yazarlarını, seslerini üçüncü kişiyle sınırlamaya ve çok fazla diyalog kurmaya itiyor.”
“Bildiğin Şeyi Yaz”
Yine UrsulaKLeGuin.com ‘dan:
“Yeni başlayanlara düzenli olarak bunu söylerim: Bildiğin şeyi yaz. Bence bu çok iyi ve daima uyulması gereken bir kural. Ejderhalar, büyücüler, 22002 yılındaki Napa Vadisi, başka gezegenlerdeki hayali ülkeler, yaratık toplulukları gibi şeyler yazıyorum ben. Bu şeyleri biliyorum. Onları başka herhangi birinin bilebileceğinden daha iyi tanıyorum, dolayısıyla onlara tanıklık etmek de benim görevim.”
“Büyüklerden Öğren”
“Bana (yazmayı) düşündüren Borges ve Calvino oldu. Onların bana yaptığına bak! Ben de yapabilir miyim, yazabilir miyim (diye düşünmemi sağladılar).”
“Yazmak Tamamen, Görmeyi Öğrenmekle İlgilidir”
“Çok iyi bir kitap bana yenilikleri, hiç bilmediğim veya bildiğimi bilmediğim, henüz farkına varmadığım şeyleri anlatır -Evet, anlıyorum, evet, dünya böyle bir şey (dedirtir). Kurgu -ve şiir ve tiyatro da- algı kapılarını temizler.”
“Hikâyene Bir Sesle Başla”
Hikâyenize nasıl başlarsınız, sorusuna cevaben:
“Bir sesle… Kulakta bir ses… Ardından bir romanın geleceği, yazdığım bu ilk sayfa, en basit ifadeyle Lavinia’nın -içinde beni taşıyan, görünüşte ben olan Lavinia’nın- bizimle konuşmasıdır.
“Hikâyenin Ritmine Odaklan”
“İleri doğru akışını kesmeyen bir ritme sahip olan hikâyeler istiyorum. Bir hikâye anlatmanın püf noktası budur çünkü. Bir yolculuktasındır -buradan oraya gidersin. Hareket etmek zorundadır. Ritim ne kadar hassas ve karışık olsa da okuyucuyu taşıyacak olan da odur.”
“Zamanı Boşa Harcamayın”
“…Bu konuda modelim Beethoven’ın geç dönemidir. Onun son dönem kuartetlerindeki müziği bazen çok garip ve aniden yer değiştirir. Nereye varmak istediğini ve zamanını nerede boşa harcamak istemediğini iyi bilir. Yaşlanan biri bunun farkına varır: Zamanını boşa harcayamazsın.”
KAYNAK: