Michael Hauge’dan uyarlayarak çevirdiğimiz bu yazının orijinal başlığının doğrudan çevirisi “Hollywood Filmleri Basittir” idi. Ancak başlığı bu şekilde bıraksaydık yazının kapsamını, olduğundan daha sınırlı göstermek gibi bir risk doğacağını düşündük. “Ana akım filmler” demek istedik ancak bu da örneklem alanını daraltıyordu. Bu yüzden Hollywood filmlerinden örnekler verilse de bahsettiğimiz türdeki tüm filmlere işaret edeceğini düşündüğümüz “standart bir film” ifadesini kullandık. Yazıyı okurken bu gözle bakmanız daha verimli olacaktır.
Şüphesiz ki başarılı bir Hollywood filmi senaryosu yazmak hiç kolay değil. Fakat ana-akım filmleri oluşturan üç temel unsur işimizi az da olsa kolaylaştırmaktadır:
Karakter, Arzu ve Çatışma.
Tüm hikayeler, zor bir hedefin peşinden giden kahraman ve karşısına çıkan, aşılamayacak kadar güçlü olan zorlukları ele alır. Bu engeller yüzüğü teslim etmek için Mordor’a giden Frodo’nun savaştığı yaratıklar da olabilir -okulun orkestrasında yer almak isteyen bir davulcunun seçmelere giderken yaptığı trafik kazası da. En nihayetinde tüm kahramanlar, hedeflerine ulaşmak için görünen ya da görünmeyen engellerle çatışırlar.
Öykünün iskeleti, kahramanı hedefe götüren yol ve karşılaştığı engeller üzerine kuruludur. Taslak metinde hedef ve hedefe doğru yönlendiren olayların sırası belirlenir. Romantik komedi, tarihi bir drama ya da büyük bütçeli bir bilim kurgu filminde de yöntem aynıdır. Hollywood filmleri, aynı temel yapıyı takip eder.
Düzgün yapılandırılmış bir filmde beş kırılma noktası ve altı aşama bulunur. Bu dönüm noktaları ve aşamalar içerik olarak farklılık gösterse de biçimsel özellikleri aynıdır. Yani 90 dakikalık bir romantik komedinin %25’inde gerçekleşen olaylar, 180 dakikalık bir tarihsel filmde de aynı yüzdelik dilimde gerçekleşir. Senaryo bazlı düşünecek olursak: Bir a4 sayfası, ortalama bir dakikaya tekabül etmektedir. Bu da 120 sayfalık (dakikalık) bir filmin, 30. sayfasına (dakikasına) denk gelir.
Aşağıda tipik bir Hollywood filmini oluşturan altı aşamayı, örneklerle beraber inceleyelim.
AŞAMA 1: KURULUŞ / SERİM
Yaralı Yüz: Tony Montana; cinayet ve uyuşturucu gibi suçlardan hapse girmiş bir mahkumdur.
La La Land: Seb, iş bulamayan ve bu sebeple restoranlarda çalan yetenekli ve idealist bir piyanisttir. Mia da iş bulamayan, Hollywood’ta bir restoranda çalışan sürekli seçmelere giden bir oyuncudur.
Senaryonun %10’luk dilimi çok önemlidir. İzleyiciler sıklıkla; “Ben bu filmi izlemeli miyim?” sorusuna bu bölümde cevap verir. Bu bölümde kahramanın rutini ve karakterinin ana hatları gösterilmeli ve izleyicinin katharsis (özdeşleşme) yaşaması sağlanmalıdır. Tehditkâr mı, nahif mi? Ürkütücü mü, cana yakın mı? Komik mi, sert mi? Gibi sorular bu bölümde cevaplanmalı.
Yeşil Yol filminde bir gardiyanın idam mahkumlarıyla olan ilişkisini ve hapishanede sürecin nasıl işlediğini görürüz. Bu tanıtma eylemi, bazen tamamıyla yabancı olacağımız, var olmayan bir evrene dair de olabilir. Örneğin Alice Harikalar Diyarında filminde gidilen Harikalar Diyarı gibi…
Bazen de bir aile ya da topluluğa dair veriler de sunulabilir. Baba filminde aile ve ailenin yaptığı iş anlatılıyorken, Fight Club filminde anlatıcının işinden ve gittiği toplantılardan bahsedilmektedir. Kısacası bu bölüm, senaristin yarattığı büyüleyici evrenin inşasını ve tanıtımını gerçekleştirmektedir.
1: Fırsat (Teklif) (%10)
Yaralı Yüz: Tony Montana, tutuklu olduğu hapishanede bir tetikçilik işi alır. Bu iş onu uyuşturucu ticaretinin döndüğü bir çevreye sokacaktır.
Aşıklar Şehri: Mia, tesadüf eseri önünden geçtiği bir restoranda Seb’in çaldığı müziği duyar ve onunla konuşmak ister fakat Seb o esnada kovulduğu için Mia ile ilgilenmez. Mia, gittiği bir seçmede yine reddedilir.
Senaryonun bu kısmında karakter; arzulayacağı bir şeyle karşılaşır ya da teklif alır. Ona sunulan bu fırsat ya da teklif, kahramanın yolculuğunu başlatır. Matrix filminde Neo’nun Morpheus’tan Matrix hakkında bilgi alması ya da Geleceğe Dönüş’te Doktor’un Marty’ye zamanda yolculukla ilgili söyledikleri örneklerden bazılarıdır.
Bir arzu ve bu arzuyu sunan teklif yaratılırken, karakterin bunu neden gerçekleştirmek isteyeceği sorusu üzerine düşünülmelidir. Karakteri harekete geçirecek bir amaç, unsur ya da olay olmalı: Tetikleyici olay… Karakterin gerçekleştirmek için çaba sarf edeceği bir amaç ve filmin sonunda geçeceği bir bitiş çizgisi olduğu unutulmamalıdır.
AŞAMA 2: YENİ ŞARTLAR
Yaralı Yüz: Hapishanede yaptıklarından sonra mafya babası Frank Lopez’in gözüne giren Tony, uyuşturucu işi yapmak istediğini söyler.
Aşıklar Şehri: Mia bir partiye gider, Seb de o partide müzisyenlik yapmaktadır. İkili birbirini tanır. Bu karşılaşma doğacak olan aşkın habercisidir.
Hikayenin sonraki %15’lik diliminde kahramanlar, karşılaştıkları yeni duruma reaksiyon gösterecektir. Bu bölümde yeni bir çevreye / durumun içine giren kahraman, ne olup bittiğini anlamaya çalışır, bir karar alır ve bu kararı uygulamak için yol haritası hazırlar. Büyücü olduğunu öğrenen Harry Potter, cadılık ve büyücülük okuluna gidip gitmemeyi, teklifi kabul etmesi halinde ne yapacağını sorgular. Örümcek ısırığından sonra insan üstü güçlere sahip olduğunu fark eden Peter Parker, bu güçleri keşfetmeye ve nasıl kullanacağını öğrenmeye çalışır.
Bu noktada karakterin ortamla çatışması sıkça kullanılır ve coğrafyadan faydalanılır. Çünkü karakter yeni bir ortama ve çevreye girecektir. Alien filminde bilinmeyen bir gezegene giden Ripley, Hayat Güzeldir filminde toplama kampına götürülen Guido ya da boks müsabakası için Sovyetler Birliği’ne giden Rocky buna örnek olarak gösterilebilir.
Çoğu karakter bu yeni duruma merak, heyecan ve beklenti gibi yoğun duygular hissederek kendi istekleriyle dahil olur. Bunun temelinde; karşılaşılacak zorlukların kolaylıkla alt edilebileceği düşüncesi yatar. Fakat çatışma ağı örüldükçe karakter, düşünemeyeceği kadar zor engel ve tehlikelerle karşılaşabileceğini fark eder. Black Swan filmindeki seçmeler ya da yine Rocky filminde Apollo Creed’in, Ivan Drago ile gösteri maçı yapmak istemesi buna örnek olarak gösterilebilir.
Kırılma Noktası 2: İşler Değişiyor (%25)
Yaralı Yüz: Tony, bir uyuşturucu satışı işini başarıyla gerçekleştirir ve bu işi yapma konusunda kararı netleşir.
Aşıklar Şehri: Parti çıkışında beraber yürüyüş yapan ikili birbirinden etkilenir fakat Mia bir başkasıyla nişanlıdır.
Bu bölümde, senaryonun dörtte birlik kısmı tamamlandıktan sonra, kahramanınızın ana hedefinin, daha spesifik bir hal alması gerekir. Ana hedef yerini filmin sonunda olacak, geçilecek bitiş çizgisine dönüşmeli. Bu bölümden sonra kahramanın dış motivasyonu ortaya çıkmalı. Dış motivasyon, kahramanın filmin sonunda gerçekleştirmek istediği somut hedefidir. İzleyici ile bağ kurmasını, katharsis yaşanması sağlayan şey de bu hedeftir. John Wick filminde John’un, ölen eşinin hediye ettiği köpeği öldürenlerden intikam almak istemesi dış motivasyondur. İzleyeneler de kahramanla beraber intikam almak ister.
Hedef, bir kurulum yapılmadan net bir şekilde belirlenirse, hikaye doruk noktasına çıkmadan tamamlanır. Doruk noktası, ağır ağır çıkılan bir merdivenin son ve en yüksek basamağıdır. Fakat kahraman, bu merdivenleri hiç yorulmadan bir iki adımda çıkarsa, hedef ve hedefe giden yolun hiçbir önemi kalmaz. Yine hedef, filmin ilk yarısına kadar aktarılmazsa izleyici ilgisini kaybeder.
Yapı, ekranda gördüğümüz olayları düzenlemeye yarayan bir formüldür. Karakterin hedefine ulaşmak içi yaptığı somut ya da soyut yolculukta genişleyen bir yay gibi düşünebiliriz. Bu basit bir işlemmiş gibi görünse de pratiğe dökmek ziyadesiyle zordur. Çünkü bu yolculuk karakterimizin; özlemleri, yaraları, korkuları ya da cesareti gibi duygusal sorulara verdiği cevaplarla şekillenmeli. Yani hikâyenin bu bölümünde karakter yüreğinin sesini dinlemeli.
Tıpkı örnek filmlerde yer alan; Seb ve Mia’yı bir araya getiren şey aşk, Tony Montana’yı uyuşturucu satıcılığına iten şeyin içinde barındırdığı büyüme arzusu gibi.
AŞAMA 3: GELİŞME
Yaralı Yüz: Tony, Frank Lopez ile çalışır ve bu birlikteliğin onu istediği noktaya yani en tepeye taşıyacağını düşünür.
Aşıklar Şehri: Seb ve Mia birbirinden etkilenmiş fakat Mia’nın nişanlı olması aralarındaki etkileşimin ilerlemesine engel olmuştur. Seb; bir gün Mia’nın iş yerine gider, beraber yemek yerler ve sinemaya gitmek için sözleşirler.
Hikâyenin bir sonraki %25’lik kısmında karakter yaptığı hamlelerin işe yaradığını görür. Örümcek Adam ağ atıp kötülerle baş edebiliyordur, eski güçsüz Peter Parker yoktur artık. Chihiro (Spirited Away) iş bulmuştur ve ailesini kurtarabileceğine iyiden iyiye inanmaya başlamıştır.
Bu bölümde karakter; tam anlamıyla rahat ve çatışmasız olmasa da karşısına çıkan zorluklarla mücadele edecek güce sahiptir.
Kırılma Noktası 3: Dönüş Yok
Yaralı Yüz: Tony Lopez’in sevgilisine aşıktır. Diğer yandan uyuşturucu üreticisi Sosa, Lopez’i devre dışı bırakarak yerine Tony’yi geçirmek istemektedir. Tony bu teklifi kabul eder ve Lopez’i karşısına alır.
Aşıklar Şehri: Mia, Seb’e söz verdiği akşam nişanlısıyla yemeğe çıkar. Yemeği terk edip Seb’in yanına gider. İkili artık tam anlamıyla beraberdir.
Hikâyenin yarısına gelmiş bulunmaktayız. Karakter bu noktada hedefinden şaşmamalıdır. Bu noktaya kadar her şeyden vazgeçme, eskiye dönme gibi düşünceleri ya da çıktığı yolla ilgili tereddütleri olsa da artık gemileri yakmalı ya da o gemiler birileri tarafından yakılmalı…
Truman (Truman Show) önüne çıkan engellere çarpa çarpa köprüyü geçmeli ya da Jack ve Rose (Titanic) sevişmeli. Kısacası karakter sonuçlarına katlanacağı ve geri dönüşü olmayan riskler almalı. Hikâyenin bu noktasında yaptıkları eylemler, onları büyük bir tehlikenin içine sürüklemeli.
Ve en önemlisi: Aldıkları (doğru ya da yanlış) kararların sonuçlarıyla yüzleşmeliler!
AŞAMA 4: ENGELLER
Yaralı Yüz: Lopez bu hamlesi sonucu Tony’ye bir suikast düzenler, Tony kurtulur ve Lopez’i öldürür. Elvira ile birlikte olur… Temel arzularına ulaşsa da tam anlamıyla istediği yerde değildir. Hala birilerinin yönetimi altındadır.
Aşıklar Şehri: Mia ve Seb birliktelerdir fakat Seb işsizdir. Keza Mia da öyle… Seb bir caz bar açmak, Mia ise kendi oyununu sahnelemek ister. Seb, eski bir arkadaşıyla karşılaşır ve arkadaşı onun kuracakları yeni grupta çalmasını ister. Seb, Mia ile evlenebilmek için hayalini askıya alır ve teklifi kabul eder.
Hikâyenin sonraki %25’lik diliminde engeller büyür ve sıklaşır. Hedef biçim değiştirir ya da ulaşılması daha zor bir hal alır. Eskiden maçı kazanmayla yetinecek bir boksör, raunt arasında maruz kaldığı hakaretlere cevap vermek için artık rakibini nakavt etmek zorundadır. Donnie Darko’nun psikozları artmış ve ona yol gösteren İngilizce öğretmeni kovulmuştur. Kısacası karakter, dış etkenler dışında kendiyle de mücadele etmeye başlamıştır.
Çatışma katlanarak büyür ve başarı şansı kahramanın acıya ne kadar çok katlanabileceğiyle ilintilidir.
Kırılma Noktası 4: Hay Aksi!
Yaralı Yüz: Tony kazandığı parayı ve bulunduğu konumu idare etmekte güçlük çeker. Karakteri buna uygun değildir. Ayrıca bir tahsilat esnasında polise yakalanırlar. Vergi borcu ve kayıt dışı paraları aklayabilmek için yüklü miktarda ceza ödemesi gerekir.
Aşıklar Şehri: Seb, grupla çalmaya -Mia ise kendi oyununun provalarına başlar. Bu zaman zarfında ikili hiç görüşemez. Aynı zamanda Seb çok para ve şöhret kazanır. Yoğunluğu sebebiyle Mia’nın oyununa gidemez ve ikili ayrılır. Mia oyunculuğu bırakır ve ailesinin yanına döner.
Senaryonun ortalama 90. sayfasında (dakikasında) izleyici karakterin her şeyi kaybettiğine ikna olmalı. Morpheus Matrix’te ele geçirilmiş, Frodo Shelob’ın ağına yakalanmış ya da Dumbledore görevden alınmış ve Harry Potter sahipsiz kalmıştır. Romantik komedilerdeyse aldatan karakter yakalanmış ya da yanlış anlaşılma sonucu sevdiği insan tarafından terk edilmiştir.
Bu noktada kahramanın yapacağı tek bir şey vardır: Ya hep ya hiç! Geri dönemeyecek kadar yol kat etmiş, ileri gidemeyecek kadar güçsüzdür. Üstelik tüm planları altüst olmuştur. Yapacağı tek şey, elde avuçta ne varsa kullanarak yani büyük bir risk alarak imkansıza ulaşmaya çalışmaktır. Harry Potter okul ve bakanlık kurallarını hiçe sayarak Dumbledore’un Ordusu’nu kurar.
AŞAMA 5: SON HAMLE
Yaralı Yüz: Sosa ifşa olmak üzeridir, onu ifşa edecek politikacıyı öldürecek olan ekip de Tony de yer alır. Fakat politikacının ailesi de arabada yer aldığı için Tony suikastı gerçekleştirmez ve Sosa’yla düşman olur.
Aşıklar Şehri: Uzunca bir süre ayrı kalmışlardır. Mia’ya ulaşamayan bir menajer Seb’i arar ve Mia’yla görüşmek istediğini söyler.
Dövülmüş, esir edilmiş, silahsız kalmış, dışlanmış, yalnızlaştırılmış, yaralanmış, iflas etmiş karakter hedefe ve itibarına ulaşmak için her şeyi riske etmeli ve var gücüyle harekete geçmelidir. Freddy (Bohemian Rhapsody) sırlarını açığa çıkaracağını bile bile sevgilisini terk eder, gururunu ayaklar altına alır ve grup arkadaşlarından af diler. Elisa (Shape of Water) peşinde ajanlar olmasına rağmen canını tehlikeye atar ve canavarı nehre götürür. Andrew (Whiplash) geçmişi unutur ve Fletcher’ın teklifini kabul eder.
Not: Karakter, bu zor durumdan kendi imkanları değil de bir başkasının beklenmedik yardımıyla kurtulması durumuna “Deus Ex Machina” yani “Tanrı’nın Eli” denir.
Öykünün bu aşamasında; hedefe ulaşıncaya dek her şey karakterin karşısında olmalı…
Kırılma Noktası 5: Doruk Noktası
Yaralı Yüz: Sosa, Tony’nin malikanesine saldırır. Tony’yi, adamlarını ve kız kardeşini öldürür.
Aşıklar Şehri: Seb, Mia’yı alır ve seçmelere götürür. Mia rolü alır fakat ikili çalışma şartları yüzünden yollarına devam edemez. Mia hayallerine ulaşmış olsa da sevdiği kişiyle yollarını ayırmıştır.
Doruk noktasında birkaç şey olmalı; karakter hikâye boyunca mücadele ettiği şeyle yüzleşmeli, kendi kaderini belirlemeli, gerçekle yüzleşmeli ve dış motivasyon herkese etki etmelidir. Karakterin girdabın içine girdiği andır… Siyah Giyen Adamlar uzaylıyla savaşır, Neo Ajan Smith’le dövüşür. Andrew (Whiplash) var gücüyle davul çalarak Fletcher’ın ona kurduğu komplodan kurtulur.
Film kaç dakika olursa olsun, doruk noktası senaryonun %90’ına denk gelmeli.
AŞAMA 6: Z RAPORU
Yaralı Yüz: Film, Tony’nin ölümüyle (doruk noktasında) sona ermiştir.
Aşıklar Şehri: Mia ünlü bir oyuncu olmuş, evlenmiştir. Seb ise hayalini kurduğu caz barı açmıştır. İkili birbirini hala unutamamıştır
Uzun bir yolculuğun sonunda ne oldu? Belirlenen hedefe ulaşıldı mı? İzlenilen yoldan çıkıldı mı? Hiçbir film, kahramanın kesin galibiyetiyle sonlanmaz. Seyircinin birtakım duyguları deneyimlemesine izin verilmeli. Bu duygu; heyecan da olabilir hüzün de -korku da olabilir sevinç de… Ayrıca sonra ne oldu sorusuna cevap ve kahramanın geri kalan hayatı hakkında bilgiler verilmeli.
Rocky ve Truman Show gibi filmlerde bu tarz açıklamalara yer verilmez. Bunun sebebi yazarın; izleyiciyi duygusal anlamda boşaltma (katharsisin bir başka anlamı) yani hayrete düşürme ya da motive etme isteğidir. Bu tarz filmlerde doruk noktası filmin sonunda yer alsa da sıklıkla senaryonun son 5 ya da 10 sayfasında (dakikasında) gerçekleşir.
Kısacası elimizde; ana akım (Hollywood tipi) film yazmak için bir şablon bulunmaktadır. Bu şablon yazara ve onun vasıtasıyla hikâyeye bir takım sorular sormaktadır:
- Hikayeniz Dörtte Birlik yapıya uymakta mı?
- Karakterinizin hedefi somut bir olayla sonuçlanacak kadar net mi yoksa içsel bir arzunun ürünü mü?
- Karaktere 10. dakikada bir teklif sundun mu? Bu teklif gelinceye dek onu izleyenlere iyi bir şekilde tanıttın mı?
- Senaryonun (yolculuğun) %75’inde büyük bir problem yaşattın mı?
Yazının esas sahibi Michael Hauge uyarıyor: Bütün bu yüzdelerin yaratıcılığınızı engellemesine izin vermeyin. Yapı, hikayenizin duygusal etkisini güçlendirmek için etkili bir araçtır. Ama buna bağlı kalmayın. Seveceğiniz karakterleri ve onların tutuklarını konu edinecek, o tutkuları ateşleyecek bir hikâye bulun… Ve hikayenizin daha geniş kitlelere ulaşması için bu yapıdan faydalanın.
Michael Hauge (1947) Kimdir?
1985’ten beri Hollywood’ta senaryo doktorluğu yapmaktadır. Sayısız senaryo, roman ve hikaye yazarıyla çalıştı. Will Smith, Morgan Freeman, Julia Roberts, Tom Cruise ve Reese Wtiherspoon gibi isimlerin yer aldığı projelere danışmanlık yaptı. Daha Güçlü Öykü Anlatma prensibini kullanarak; konuşmacılara, pazarlamacılara, girişimcilere ve iş insanlara koçluklar yaptı.
60 Saniyede Hikayenizi Satın: Senaryo ve Romanınızı Okutmanın Garantili Yolu, (Selling Your Story in 60 Seconds: The Guaranteed Way to Get Your Screenplay or Novel Read) Satılabilecek Senaryo Yazımı, (Writing Screenplays That Sell) kitaplarını yazdı. Kahramanın 2. Yolculuğu (The Hero’s 2 Journeys) adlı semineri DVD ve CD olarak da yayınlandı.
Dünya çapında 80.000’den fazla katılımcıya birebir ve online seminerler, konferanslar verdi. Will Smith’e göre Hauge, “Kimse; bir hikâyenin en özgün anını Michael Hauge kadar iyi belirleyemez.”
[1] Michael Hauge’un, Hollywood Movies are Simple başlıklı yazısından serbest bir biçimde uyarlanmıştır.
92 İstanbul doğumlu. Varsa yoksa sinema… Tim Burton’ın Türkiye şubesi hayali varoluşunda yer alıyor desek yeridir. Bunun yanında düzenli ilişkisinde kuma görevi gören Edgar Allan Poe sevgisi, öykülerinde de kendini göstermektedir. Kendi yazıp, eşe dosta okuttuğu öyküleri 2013 yılında Kalem Kahve Klavye ile kamuya açıldı. Yıldız Tilbe’nin unutamadığı aşklarını şarkılarına yansıttığı gibi; zaman, ölüm ve varoluşla ilgili sorunlarına film ve öykülerinde yer vermektedir. Kısaca özetlemek gerekirse, Flört sever, Fenerbahçe’li güzel bir adamdır. Bunları da alırsak ortada Kerem namına hiçbir şey kalmaz.
Not: “Ozan Kotra’ya çok benziyorsun,” duyduğu en iyi iltifat.
[…] Standart Bir Film Senaryosunun Altı Adımı, Michael Hauge, çev. Kerem Yükseloğlu […]