J.R.R Tolkien tüm o kitapları nasıl yazdı? Bu yazıda Tolkien’in yazma teknikleri ve yazma tarzı ile ilgili detayların Tolkien’in kısa biyografisi üzerinden okuyacaksınız.
Tolkien fantastik edebiyatın ilk yazarı değildi ama şüphesiz kurucularından biriydi. Müteveffa Terry Pratchett’in dediği gibi, “Modern fantezilerin çoğu, Tolkien’in tavan arasındaki mobilyaları yeniden düzenler.”
Tolkien 1911 yazında, Oxford, Exeter College’a gitmeden kısa bir süre önce, İsviçre’de bir yürüyüş tatiline çıktı ve Interlaken’den Lauterbrunnen’e yürüyüş yaptı -bu, yıllar sonra Bilbo’nun Dumanlı Dağlar yolculuğunu (The Hobbit‘te) betimlemesine ilham veren bir yürüyüştü.
Oxford’da Tolkien başlangıçta klasikleri okudu, ancak kısa süre sonra İngiliz Dili ve Edebiyatına geçerek 1915’te birinci sınıf onur derecesiyle mezun oldu.
Öğrenciyken eski bir Fin şiirinin yeniden anlatımı olan ve Tolkien’in “kendi efsanelerimi yazma girişimimin tohumu” olarak tanımladığı Kullervo’nun Öyküsü üzerinde çalışmaya başladı. Ölümünden sonra tamamlanmamış el yazmaları arasında keşfedilen bu kitap, eleştirmenler ve uzmanlar tarafından “Tolkien’in icat ettiği dünya yapısının temel taşı” olarak görüldü. Ekim 1915’ten 1920’ye kadar orduda görev yaptıktan sonra Tolkien Oxford’a döndü ve burada kısa bir süre Oxford İngilizce Sözlüğü üzerine çalıştı -esas olarak W harfiyle başlayan Germen kökenli kelimelerin tarihi ve etimolojisi üzerine.
1925’te Tolkien, Pembroke Koleji’nde Anglosakson Profesörü olarak Oxford’a döndü. Akademik çalışmalarının yanı sıra kâğıt parçaları üzerine bir dünya kurdu. Geniş gazete sayfalarının, tamamlanmış şifreli bulmacaların, haberlerin ve emlak ilanlarının yanına tükenmez kalemle karalamalar yaptı, bilinmeyen bitkilerin yaprakları, desenli gözyaşları ve geometrik desenler çizdi. Daha sonra en sevdiği karalamaları temize çekti ve hayali medeniyetlerin dekoratif unsurları (seramik, halı, kemer tokası) olarak kullandı. Sonunda üniversitenin yemek menüleri, yedek sınav kâğıtları ve diğer müsveddeler Orta Dünya haritaları, yükselen kalelerin eskizleri ve Elf’lerin hassas aletleriyle dolmuştu.
Tolkien, dil ve kültür arasındaki ayrılmaz bağa güçlü bir şekilde inanıyordu. 1930’larda Orta Dünya dillerinin hayali evriminin haritasını çıkardı. Dillere sahip olduktan sonra, onları yaşatmak için mitlere, hikâyelere ve efsanelere ihtiyaç olduğunu gördü.
Tolkien’in Yazma Teknikleri · Etkilendiği Kaynaklar
Tolkien’in kurgusu, çeşitli etkilerin sonucuydu ancak özellikle erken Cermen ve Eski İngiliz edebiyatından, şiir ve mitolojiye olan sevgisinden ilham aldı. Bunlar bir filolog ve üniversite profesörü olarak akademik uzmanlık alanlarıydı, ancak çok çeşitli mitolojik ve dilbilimsel kaynaklar, inançlar, kültürler ve deneyimlerden etkilendi.
En büyük etkilenme kaynaklarından biri, Hobbit‘teki Mirkwood ve Yüzüklerin Efendisi‘ndeki Ölü Bataklıklar gibi uzun soluklu film ve aşk şiirlerinde ilham aldığı Sanatlar ve Elişleri Hareketi’nden (Arts and Crafts) William Morris’ti. Bir başka güçlü etki, Edward Burne-Jones ve Pre-Raphaelite Kardeşliği idi. Diğer etkiler arasında, Hobbit‘teki olayları, temaları ve Bilbo’nun ırkının tasvirini güçlü bir şekilde etkileyenler arasında H. Rider Haggard’ın romanı She ve Edward Wyke-Smith’in The Marvelous Land of Snergs yer alıyor.
Tolkien bir çocukken SR Crockett’in tarihi romanı The Black Douglas‘tan etkilenmişti ve Yüzüklerin Efendisi’ndeki Necromancer‘ı (Sauron) kötü adamı Gilles de Retz’e dayandırmıştı; Hem Hobbit hem de Yüzüklerin Efendisi‘ndeki olaylar, anlatım ve üslup açısından Crockett’in romanına benzer.
1930’ların başlarında bir gün Tolkien, Okul Sertifikası kağıtlarını işaretlerken, boş bir kağıt aldı ve aniden ilham geldi, “Yerdeki bir delikte bir hobbit yaşıyordu” sözlerini yazdı. Hobbit 1937’de neredeyse şans eseri yayımlandı. 1936’da, herhangi bir yayımlanma düşüncesi olmaksızın kendi çocukları için yazılmasından dört yıl sonra, George Allen ve Unwin adlı yayıncılık firmasında çalışan Susan Dagnall’ın dikkatini tamamen tesadüfen çekti. Yayımlanmak üzere göndermesi için onu ikna etti. Bir yıl sonra yayımlandığında, kitap çocuklar kadar yetişkin okuyucuların da ilgisini çekti ve o kadar popüler oldu ki, yayıncılar Tolkien’den bir devam hikâyesi yazmasını istedi.
Tolkien’in el yazmaları arasında, bir hobbitin ayak tırnağının yaklaşık boyutuyla -yarım inç- başlayan ve bundan ayağın boyutunu, adım uzunluğunu ve miktarını tahmin eden “Hobbit Uzunluk Ölçüleri” başlıklı küçük bir kâğıt parçası vardı. Bu kâğıt sayesinde bir hobbitin bir günde katedebileceği mesafe ölçülebiliyordu.
Tolkien ilk başta Yüzüklerin Efendisi‘nin Hobbit tarzında bir çocuk masalı olmasını amaçladı, ancak yazarken hızla daha karanlık ve daha ciddi hale geldi. Roman, Shire’ın zorunlu sanayileşmesini betimlemesiyle Tolkien’in, İngiliz kırsalını yiyip bitirdiğini ve eski yaşam kalıbını yok ettiğini düşündüğü sanayileşmenin yan etkilerine duyduğu nefreti de yansıtıyor.
Nihayetinde, kötülüğe karşı iyiliğin eski moda bir hikâyesi. Yüzüklerin Efendisi 1960’larda son derece popüler oldu ve o zamandan beri de öyle kaldı, 2001-2003’ün ödüllü filmleriyle yeniden ilgi gördü ve sürekli olarak 20. yüzyılın en sevilen romanlarından biri oldu.
Tolkien’in hayatı, düşünce tarzı ve yazma teknikleriyle ilgili ne düşünüyor, kendi yazma yolculuğunuzla ilgili ne gibi notlar çıkarıyorsunuz? Yorumlarda bizimle paylaşmaktan çekinmeyin.
[…] Tolkien’in Yazma Teknikleri ve Yazma Tarzı […]
[…] Tolkien’in Yazma Teknikleri ve Yazma Tarzı […]