Büyük sanatçıların üretim süreçlerinin derlendiği “Günlük Ritüeller / Daily Rituals” kitabının yazarı Mason Currey ile gerçekleştirilen bu röportaj ilk olarak Şubat 2014’te KalemKahveKlavye‘de yayımlandı.
Özelde “Yazar nasıl yazar?”, genelde “Sanatçı nasıl üretir?”in cevabı merak edilegelmiştir. Yazar ve sanatçı “adayları”, nereden ve nasıl başlamak gerektiğinin cevabını pek çok yerde olduğu gibi, doğrudan geçmiş sanatçıların hayatında da arar. Aynı zamanda okuyucu için de bir merak -ve tabii biraz da magazin- konusudur bu.
Sanatta endüstrileşmenin mi yoksa sosyal medyada küstahlaşmanın mı getirisidir, tartışılır; ancak sanatın nasıl yapılacağı, yazının nasıl yazılacağı ile ilgili ahkam kesenlerin her gün birkaç tane daha yenisini görmekteyiz. “Roman nasıl yazılır?”, “İyi edebiyat nasıl olur?”, “Çok satan kitap yazmanın şifresi” gibi envai çeşit sığlığın arasına her gün bir yenisi eklenirken sığlık, daha da sığlaşıyor. Evet, iyi ve güzel olan her sanatçı, iyi ve güzel olana, önce başka sanatçıların eserlerini hatmederek ve hazmederek, esinlenmelerden alacağını alıp, nihayetinde “özgün” bir sonuç ortaya koymak suretiyle uğraşmıştır belki. Belki de “aday” olanlara verilecek yegane tavsiye, mümkün mertebe tavsiyesiz yol almalarıdır. Uzadıkça, konu hakkında konuşmayı daha gereksiz ve sıkıcı hale getiren bu dolambaçlardan sıyrılıp yüzeye çıktığımızda; altı boş küstah ahkamlardansa yine de dönüp geçmişteki büyük sanatçıların hayatlarına bakmayı yeğliyor insan.
Mason Currey ve “Günlük Ritüeller / Daily Rituals” adlı eseri tam da bu noktada karşımıza çıkıyor. Muadillerine göre sanat dalı gözetmeksizin daha kapsamlı bir eser olan “Günlük Ritüeller”, önce bir blog olarak başladığı yolculuğunun sonunda geçtiğimiz yıllarda orijinal dilinde basıldı.
Kolektif Kitap tarafından üzerinde çalışılan ve Tülin Er ile Sevinç Kayır tarafından dilimize çevrilen ve orijinal adı “Daily Rituals: How Artists Work?” olan kitabın tam adı “Günlük Ritüeller: Büyük Eserlerin Yaratıcıları Nasıl Çalışır?” olarak aktarıldı.
“Günlük Ritüeller”de sanatın dalı veya üretimin mahiyeti ne olursa olsun “planlı çalışmanın” öne çıkarılmasından ziyade yazar Mason Currey, sanatçıların çalışma veya çalışmaya hazırlanma aşamalarındaki ritüellerini derlemiş. Okuyacağınız üzere “ritüel” ile “rutin”i ayırmayı seçiyor.
Sözgelimi; Beethoven’ın “doğulu gibi” banyo yapma takıntısını, Hemingway’in daima ayakta yazmayı tercih ettiğini (ki Hemingway&Gellhorn filminde görmüştük), Auden gibi bir dizi sanatçının amfetamin bağımlılığını, Balzac’ın kahve ve kafein bağımlılığını, Murakami’nin koşma tutkusunu (Bkz. Murakami, Koşmasaydım Yazamazdım, Doğan Kitap, 2013) gibi çok sayıda ilgi çekici notları bulabiliyoruz. İçinde besteciler, ressamlar, yazarlar, şairler yer alan kitap, Türkçe olarak bu yılın başında yayımlandı.
Yazarı Mason Currey, Pennsylvania doğumlu, North Carolina Üniversitesi Asheville mezunu genç bir editör ve yazar. Brooklyn’de mütevazı bir hayat yaşıyor ve “kendini halen yazar gibi hissetmiyor.” Slate, Metropolis ve Print gibi dergilerde yazıları yer almakla birlikte freelance editörlük işlerini de sürdürüyor.
Kolektif Kitap ‘ın pek çok ilgi çekici kitabı arasında yerini alan bu çalışmayı kuru kuruya tanıtmak istemedik; bir “editör-yazar”ın elinden çıkan kitabın yazarıyla da röportaj gerçekleştirdik.
Yazı içerisindeki dış linkleri Mason verdi. Bazı bağlantıları, kitap dipnotlarını ve çeviri açıklamalarını da altına biz ekledik. Memnun kalmanız dileğiyle…
“İLHAM AMATÖRLER İÇİNDİR”
Öncelikle bu röportaj için çok teşekkürler. Kitabın oldukça güzel, kapsamlı ve ilginç. Tanıştığıma çok memnunum. “Günlük Ritüeller” kitabı haricinde şu aralar nelerle meşgulsün?
Benimle iletişime geçtiğiniz için teşekkürler! Başkalarının da benim gibi bu konuyla ilgili olduğunu duymak her zaman memnuniyet verici oldu. Şu sıralar yeni bir kitap projesi için bazı farklı fikirleri araştırıyorum fakat şimdiye dek kesin bir konu başlığı veya yön belirlemedim.Ayrıca Core77 adında bir online tasarım dergisinde part-time editör olarak çalışıyorum ve zaman buldukça bazı diğer freelance yazı işleriyle uğraşıyorum.
Sen bir yazar ve editörsün ve birçok farklı yayında pek çok iyi işlerin var. Bir ilk kitap için neden yazarların ritüellerini seçtin?
Hemen hemen bu proje beni seçti. Başlangıçta, yaratıcı insanların günlük rutinleri ile ilgili bir blog yazmaya başladım. Bu yalnızca bir hobiydi, o hikayeler beni daima büyülemiştir. Ama sonra blog dikkat çekti ve birçok editörden ve temsilciden*, bunu bir kitaba çevirmemi öneren e-mailler aldım. Başlangıç böyle oldu.
Kaynakları araştırmak ve kitabı yazmak ne kadar sürdü?
İlk taslağı araştırmak ve yazmak yaklaşık bir buçuk yıl sürdü. Ardından, editörümden bazı geri bildirimler aldıktan sonra, ek araştırmalar ve bazı diğer iyileştirmeler için ayrıca sekiz-dokuz ay daha harcadım.
“Günlük Ritüeller” için ne tür kaynakları ve araştırma yöntemlerini kullandın?
Temel olarak araştırmalarımın çoğu, birçok haftasonu ve birçok akşam New York Halk Kütüphanesi’nin çeşitli bölümlerinde, biyografi ve mektup kitaplarını, günlükleri ve röportajları derleyip, bu isimlerin günlük hayatları ve çalışma alışkanlıklarına ışık tutacak herhangi bir şey bulma çabasıyla geçti. Ayrıca bir dizi çağdaş yazar, besteci ve görsel sanatçıyla da görüştüm.
Şu an için kaç ülkede yayınlandı kitap ve kaç ülkede daha yayınlanacak?
Şimdiye kadar Brezilya, Rusya ve Türkiye’de çevirisi yayınlandı ve yakın zamanda Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, Yunanistan, Japonya, Güney Kore, İspanya ve Tayvan’da bu ülkelerin dilinde yayınlanacak.
Bu kitapta seni en çok şaşırtan ve en hoşuna giden ritüeller hangileri oldu?
Araştırmalarımda bir şey beni şaşırttı: “başarı” amfetamini kullananların sayısı… Kitap üzerinde çalışmaya başlamadan önce, Jack Kerouac ve Hunter S. Thompson gibi yazarların yazma ortamlarını ateşlemek için amfetamin kullanmalarıyla ünlü olduklarını biliyordum. Fakat 20.yüzyıl erken dönem yazarları üzerinde çalışırken de –Graham Greene, W.H. Auden, Ayn Rand and Jean Paul Sartre dahil olmak üzere- metodik ve sıkıcı bir şekilde amfetamin kullananların olduğunu gördüm. Onlar için madde** odaklanmanın ve üretmenin yalnızca bir başka yoluydu. Auden’in, maddelerin kendisi için mahiyetini anlatan mükemmel bir sözü var: “Amfetaminler ‘zihin mutfağı’nın ‘emek-tasarruf cihazlarından’ yalnızca bir tanesidir.”
Ritüellerde en çok hoşuma giden ise –seçim yapmak çok zor ama- Tchaikovksy’nin günlük yürüyüşleriyle ilgili hikayeyi gerçekten çok sevdim. Herkesin günde iki saat yürümesi gerektiğine inanıyor ve bu kuralla ilgili batıl inançları olduğu için kesinlikle iki saat yürüyor, eve asla 5 dakika bile erken dönmüyor.
Ritüellerin, sanatçıların yaratıcılığına etkileriyle ilgili sen ne düşünüyorsun? Sence her sanatçının bazı ritüellere ihtiyacı var mıdır yoksa yaratıcılık kesinlikle ilhamla mı ilgilidir?
Çalışmaya geçmeden önce bir fincan kahve yapmak veya kalem açmak gibi basit şeyler bile olsa, birtakım günlük ritüelleri olmayan sanatçılar düşünmek zor. Küçük ritüeller bile çok faydalı olabilir çünkü yaratıcı ve üretken olabileceğiniz belirli bir ruh haline girmenize yardımcı olur.
Ama belki de ritüel sahibi olmaktan daha önemlisi, günlük rutinlere sahip olmaktır. Kitabımdaki çoğu figür, ortaya koydukları çalışmalarının kilit noktasının, düzenli bir çalışma programı izlemek ve ilhamı beklememek olduğunu söylüyorlar. Ressam Chuck Close’un söylediği gibi, “İlham amatörler içindir. Bize düşen yalnızca ortaya çıkmak ve çalışmaya başlamaktır.”
Seni ve yazarlığını en çok etkileyen kitaplar ve yazarlar hangileri?
Günlük Ritüeller üzerinde çalışırken, örnek ve ilham almak için birkaç kitap inceledim. Biri, tarihteki bazı en büyük düşünürlerin nasıl öldüğünü anlatan kısa denemelerin derlendiği Ölü Filozoflar Kitabı (The Book of Dead Philosophers)*** idi, Günlük Ritüeller ile ben de buna benzer kısa, aydınlatıcı ve eğlenceli veriler sunmak istedim. Bir diğer kitap da zamanında (ve hâlâ) gerçekten hayran olduğum, Elif Batuman ‘ın Ecinniler: Rusça Kitaplar ve Onları Okuyanlarla Maceralar’ı (The Possessed: Adventures with Russian Books and the People Who Read Them)**** idi. Genel olarak yazarların yaşamlarındaki ve yazı hayatlarındaki tuhaflıklar ve absürdlükleri yakalamak açısından mükemmel bir iş çıkarmış.
Türk Edebiyatı hakkında neler biliyorsun veya düşünüyorsun? Hangi Türk yazarlarını okudun veya okuyorsun?
Mahcubiyetle söylüyorum ki pek fazla Türk yazarı okumadım. Yine de , her nasılsa, Türk romancısı Orhan Pamuk’un yazma ritüelleri ile ilgili iyi bir hikaye biliyorum. 2005’te The Paris Review ‘e, yazmak için genellikle bir ofis veya daire tuttuğunu, çünkü evde yazmayı zor bulduğunu söylemişti. Ama bir yaz bu mümkün olmaz, New York’ta bir öğrenci yurdunda karısıyla birlikte kalır ve evde yazmaktan başka seçim hakkı kalmaz. Ve şöyle bir numara tasarlar: “Sabahları karıma, işe giden biri gibi hoşçakal derdim. Evden ayrılır, birkaç blok etrafında yürür ve ofisine gelen biri gibi geri dönerdim.” Bu fikri hep sevmiştim.
Türkiye’de bulundun mu hiç? Seni Türkiye’de görecek miyiz?
Hiç bulunmadım ama bir gün ziyaret etmek isterim. Ne yazık ki şu anda planlanmış hiçbir yurtdışı gezisi yok.
Sen aynı zamanda bir editörsün. Hangisi senin için öncelikli; yazarlık mı editörlük mü?
Evet, bu kitapla ilgili çalışmalarımın çoğu editlemek üzerineydi, en iyi materyali bulmak ve ardından en iyi şekilde sunmak. Bu yazmakla da ilişkili, ama halen kendimi tamamen bir “yazar” olarak hissetmiyorum. Hangisinden daha çok zevk aldığımı sorarsan, sanırım yazmak derdim çünkü her ne kadar yazmak çok zor olabilse de bazen yeni bir fikre açıldığınız veya bir şeyler söylemenin yolunu bulduğunuz o muhteşem keşif anları tatmin edici oluyor. Editlemek daha çok bir eziyet, en azından benim için.
Bir sonraki kitabının konusu için ne düşünüyorsun?
Dürüst olmak gerekirse henüz bilmiyorum. Günlük Ritüeller ‘de yaratıcılık,
üretkenlik, ilham, irade, ertelemek, kahve içmek, şekerleme yapmak ve benzeri bazı ana temaları araştırmaya devam etmek istiyorum fakat farklı bir bakış açısıyla. Şu sıralar bunu çözmeyi deniyorum.
Türkiye’de ve Kolektif Kitap ile kitabın yayınlanma süreci nasıldı?
Çok keyifli! Benden küçük veriler almakla birlikte Kolektif tüm süreci üstlendi, bu yüzden gerçekten Türkçe edisyonun hakkını ödeyemem.
Bu röportaj için tekrar çok teşekkürler Mason. Türkiye’deki okuyucular için neler söylemek istersin?
Teşekkürler! Türkiye’deki okuyucularıma şunu söylemek isterim: Umarım kitaptan zevk alırsınız ve kendi hayatınıza uygulayabileceğiniz bazı ritüeller ve alışkanlıklar bulursunuz!
Çeviri Notları:
*yayınevi/medya temsilcisi
** Orijinal dilinde “ilaç (drug)” diyor ki amfetaminler uyarıcı ilaçlardır. Bağlam itibariyle daha
anlaşılır olması için “madde” olarak çevirdik.
***The Book of Dead Philosophers, Simon Critchley. Bildiğimiz kadarıyla bizde çevirisi yok, “Ölü Filozoflar Kahvesi” ile karıştırılmasın
****Elif Batuman, Ecinniler, Doğan Kitap, 2011