Joanne Harris, geçtiğimiz yıllarda Twitter hesabında yazdığı bir dizi tweet’te, yazar adaylarıyla yazarlık tavsiyelerini paylaşmış, yazmaya başlarken zorlananlar için verdiği 10 yazma tavsiyesi ilgi çekmişti.
Yazar, çalışma hayatına öğretmen olarak başladı ve sınıflarda geçen 15 yıl boyunca üç roman yazdı. En popüler kitabı olan Çikolata (Chocolat), 1999’da yayımlandı, başarısını 1 milyondan fazla satan Centilmenler ve Oyuncular (Millionaire Authors’ Club) ile perçinledi.Tam zamanlı bir yazar olduktan sonra, içinde iki yemek kitabı ve bir Doctor Who romanı da olan yirmi kitap daha yazdı. Yazarın Türkçede yayımlanan diğer kitapları şöyle: Mavi Gözlü Çocuk, Kutsal Yalanlar, Merhaba Hoşçakal, Bğürtlen Şarabı, Şeftali Kokulu Günler, Lolipop Pabuçlar, Kıyıdakiler, Beş Dilim Portakal…
Yazmaya Başlamak İsteyenlere 10 Yazma Tavsiyesi
- Yaratıcılığınızı kaybettiğinizi düşünüyorsanız, okuyun. Düşünmüyorsanız da okuyun. Kısaca, okuyun.
- Okuma alışkanlığınızdaki konfor alanınızı terk edin. Tercih ettiğiniz türler dışında okuyun. Kurguyu seviyorsanız, kurgu dışı okuyun.
- İlham perisinin gelmesini bekleyerek oturmayın. Onsuz da yazabilirsiniz (ve yazmalısınız da).
- Yazmak, mutlu olmayı denemektir: Bazen gerçek bir şeyler gelene kadar mutluymuş gibi davranmanız gerekir.
- Bir türlü dolduramadığınız boş sayfa sizi bunaltıyorsa, kendinize daha küçük bir yazma görevi ayarlayın. Yazmak için bir itici güç bulun. Mesela bir anınızı yazın.
- Fan-fiction yazmak (başka birinin eseri olan bir filmi, diziyi, kitabı özgünleştirerek yazmak) , hızlı bir başlangıç için en mükemmel yoldur. Özgüveni artırmaya yardımcı olur.
- Kendinizi masanıza zincirlemeyin. Bazen en iyi fikirler, farklı şeyler yaparak gelir.
- Kendinizi, yazmak için doğru zamanı beklediğinize şartlandırmayın. Doğru zaman yoktur. Sadece başlayın.
- Bazen ilk satırınız için yirmi sayfa çöp yazmanız gerekir. Sorun yok. Yapın gitsin.
- Kendinizi illa uzun bir süre çalışmak zorunda hissetmeyin. Sadece on dakikanız varsa, on dakika yazın.
evet bugün canım çok sıkıldı sen geldin aklıma belki seni görmem için zamana ihtiyacım var ve bu yüzden ölmak istemiyorum seni görmeden bugün sigarayı bıraktım erken ölmamak için inana biliyormusun vazgecemediklerimden biri olan sigaram artık elimde olmayacak bıraktım içmiyorum artık içmicem kendime söz verdim bir kere olsun görmek istiyorum seni bana gelir misin bir kerede olsa belki fazla zamana ihtiyacım olmaya bilir bu kaçıncı sene bilmiyorum sayamadım yetmiyor artık matamatığim unutkanlıkta basladi biraz tabi bu
bu şekilde devam edersem bir kitap oluşturma bilir miyim sizce
Kelimeler insanın zihninde yeniden var olurmuş. Anılar onları canlı birer simülasyon haline getirir grafiğini ise kesinkes kaydedermiş. Yaşadıklarımız onları sistemimizde vazgeçilmez birer demirbaşa dönüştürürken bizler sadece onları sıralanmış harf dizileri olarak görmemeli imişiz. Ruhumuza katkısı yadsınamaz, karakter gelişimimize etkisi ise doğmadığımız anlarda bile başlarmış… Kuyruklu yalanlar silsilesi. Kelimeler hatıraları içinde barındıramaz bir kere öyle olsaydı anne dendiğinde kafam bu kadar karışmazdı. Öğretmenimiz ilk defa annenize bir şiir yazın dediğindeyse doğmadan öncesini hatırlayıp onun sesiyle kendime seslenmem gerekirdi çünkü anneye dair zihnimde kaydolabilecek tek anı zerresi bu olurdu. Hayır benim fikrimce bizler kelimeleri yeniden var edemeyiz simülasyonunu kaydını ise hiç yapamayız. Onlar bizden bağımsızdırlar gelir etki eder ve giderler sadece bazen onları tekrar çağırmamız gerektiğinde şansımız yaver gider de işlerine gelirse o zaman yalnız bırakmazlar bizi. Anne dediğinizde de sizi…